Günlük Farkındalık

Okuduğumda bana yeni kapılar açan ve beni düşündüren yazıları burada paylaşıyorum. Sizlere de ışık olması dileğimle.

Dr. Özge Orbay’dan Alıntılar

”Mevsimlerin geçeceğine, çiçeklerin solacağına güvenin.. Fikirlerin değişeceğine, duyguların yaşanacağına güvenin.. Aynı yerde kalmayacağınıza, kimsenin aynı yerde kalmayacağına, hepimizin büyüyüp gelişeceğine, değişeceğine güvenin.. Yeni insanlar, yeni yaşantılar, yeni temaslar olacağına, bir yolunu bulacağınıza güvenin.. Sözlere değil bunlara güvenin ki korku kalmasın, huzurla yolunuza devam edin..”

”Seni seviyorum.. Hayatına şu ana kadar dokunan herkese ve her deneyime, bugün olduğun kişi olmana ve buluşmamıza hizmet eden her şeye şükran duyuyorum.. Tüm duygularımızı ifade edebildiğimiz, birbirimizi duyduğumuz ve uzlaşabildiğimiz sürece ilişkimizden tarafım.. Bana iyi gelen ve gelmeyen şeyleri söylediğimde, ısrarla beni duymadığın ya da kendi gerekçelerini açıklamaya ve uzlaşmaya gönüllü olmadığın halde bir taraf tutmam gerekirse kendimden yana olurum..”

”Mis gibi bir fincan kahveden ilk yudumu almadan hemen önce kendinize hiç şunları sorar mısınız: ‘Tadını sevecek miyim? Pişman olacak mıyım? Bitince ne hissedeceğim? Fincanın dibinde ne göreceğim? Doyacak mıyım? Sonra bir daha isteyecek miyim?’ Sonra bir yudum alır bakarsınız, güzelse tadını çıkarır değilse bırakırsınız.. Bitince gene isterseniz bir tane daha alırsınız.. Hem de korkmadan ve istemediğiniz bir şeyle karşılaşırsanız seçiminizden utanmadan.. Her şey hep bu akıcılıkta olsun dilerim..”

”Sus.. Duymaya hazır değilse, duyduklarıyla ne yapacağını henüz bilmiyorsa, söylediklerinle yolundan çıkıp savrulacaksa, zamana ihtiyacı varsa.. Kendi yolunda, kendi hızında ilerlesin.. Sus.. Bir şeyle ilgili çok heyecanlıysa, denemesi gerekiyorsa, hayaller kuruyorsa, kendini görmek istiyorsa, anlatacakları varsa, sormamışsa.. Ona uygun olanı kendi sesinde bulabilsin.. Sus.. Utanmasın, göz göre göre incinmesin, orada olacak hali kalsın.. Bazen sus.. Lal ol.. İlişkiniz güzelleşsin, derinleşsin..”

”O gün iyi ki birilerinden yardım istedim, kendimi yalnız bırakmadım, iyi ki vazgeçtim ya da vazgeçmedim, kendime ne iyi baktım, verilebilecek en iyi kararı verdim. O gün yaşadıklarımla neyi yapmanın bana iyi geleceğini, neyi yapmaktan artık yorulduğumu, neyin değişmesini istediğimi fark ettim, beni bugünkü halime taşıyacak ilk adımı attım. Çok zordu ve elimden gelenin en iyisini yaptım. Güzel günleri hatırlamak insanı mutlu eder. Geçmişte yaşadıklarına, zorluklarla baş edişine, öğrendiklerine, kendisi için yaptıklarına sahip çıkmaksa gurur verir, güçlendirir, büyütür, bütünleştirir, insanın kendisiyle temasını artırır. Kendini bugünkü haline nasıl getirdiğini fark etmek herkese iyi gelir.”

”Üzüntü, utanç, kaygı, öfke ne kadar seçimse mutluluk da o kadar seçim olabilir.. Mutluluk bir şeyin o andaki ihtiyacınıza karşılık geldiğinin göstergesidir. İhtiyaçlarınızın ne kadar farkındaysanız, onları karşılayacak yollar bulma konusunda ne kadar yaratıcıysanız o kadar mutluluk hissedebilirsiniz.. Mutluluğu ay dur şimdi mutlu olayım diye seçemezsiniz ancak kendinizi tanıyıp ihtiyaçlarınızı akıcı bir şekilde karşılamayı öğrendikçe daha doyumlu, memnun edici bir hayat seçebilirsiniz.”

”Olmadık bir yerde fazla rahat davranıp rezil olduğunu mu düşündün.. Ol.. Ol da rahat etmek istemenin ne kadar doğal olduğunu cümle alem hatırlasın.. Aşkını ilan edersen yerin dibine gireceksin gibi geldi.. Gir.. Gir ki kendini açmanın, duyguya sahip çıkmanın ne kadar cesurca olduğunu anlayasın.. Arada bir sakarlık yap, dilin sürçsün, yanlış bir şey söyle rezil ol.. Rezil ol, gülüp geçmeyi de özür dilemeyi de her zaman tam düzgün davranmayacağını da öğrenmek mümkün olsun.. Rezil ol kurtul.. Enerjin tekrar yüklensin, heyecanın yerine gelsin..”

”Sevmek yetmez.. Sevdiğin şeyle daha çok, daha doyumlu temas edebilmek için onu beslemek, gözetmek, zarar gördüğünde tamir etmek de gerek.. Dünyanın neresinde olursa olsun..”

”Kimse benim canımı yakamaz değil, her kim bana iyi gelmeyecek ya da bütünlüğümü bozacak bir şey yaparsa bundan etkilenirim.. Olan karşısında üzülebilir, öfkelenebilir, utanabilir veya korkabilirim.. Ben hep en doğru kararları veririm değil, bazen düşündüğüm gibi olmaz, hayal kırıklığına da uğrarım, başarısız da olurum, kararımı da değiştiririm.. Çizgimden asla çıkmam değil, çizdiğim yol bana iyi gelmediğinde başka yollara sapmam ve dahi tükürdüğümü yalamam uygundur.. Her daim gururluyum değil, yalnız kalmak istemediğimde ya da sonuçlarından utandığım bir durumu değiştirmeye hazır olduğumda, ışığı yakar tanıdık tanımadık dost bir el ararım.. Yaralanabilirlik, hasar görebilirlik, incinebilirlik, kırılganlık, dünyanın ve insanların binbir türlü haline karşı savunmasızlık hepimizde var.. İnsanlık bizde var.. İyi ki..”

Özlem Akkel’den Alıntılar

”Terapi ortalama 45 dakika sürüyorsa terapist orada olanları günlerce hatta yıllarca içinde taşıyabiliyor. O kısa zamanla sınırlı bir süreç değil orası. Duşta, yemekte, yürüyüşte, derste, uykuda, değerlendirmeler sürer. Anlamak ve keşfetmek için bakmak üzerine eğilmeyi gerektirir. Terapist ağır işçidir. Taşları yerine oturana kadar taşır. Birçok zaman o taşlar kendi kaldırımlarına hizmet eder. Danışanlar o kaldırımlardan yürür. Terapi bitmez. Yol devam eder. Bazen kaldırımlar bazen kişiler değişir. Yürümek baki kalır.”

Hilal Bebek’ten Alıntılar

”Tek ve homojen bir benliğe sahip olduğumuz yanılsamadır. Yetişkinliğim, çocukluğum, bebekliğim, incinmiş çocukluğum gibi farklı benlik algılarım var olmayı sürdürürler. Bu nedenle çocuğun benliği uykuya yatsa da yetişkin halleriyle perdelense bile yok olmaz. Ben ne zaman gelir onun bilişine, duyumuna, duygusuna sahip olabilirim. Ve hangi yaşa gerilediysek bir dost eli eğer destek olmak istiyorsa o yaşa hitaben konuşmalı bizimle. Belki de içinden ilk sorması gereken soru: ‘Kaç yaşındasın şu an?’ olmalı. Aksi takdirde onca çabayla edilmiş ‘mantıklı’ açıklamalar, sarf edilen ‘yetişkince’ sözler, sol beyinden saçılan bol analitik söylemler kişinin aklı tarafından duyulur fakat kalbine dokunmaz. Kalbine dokunmak o yaşa temas etmeyi gerektirir. Duygunun, ihtiyacın, arzunun görülmesini ve eşlik edilmesini gerektirir.”

ALINTILAR

”Kişinin kendinde kendisini arama heyecanına aşk denir.”

”Talep edilmeden analiz etmek veya yorum yapmak; karşıdaki kişiyi didik didik etmek gibidir. Diğerine gelişimden çok yaralanma hissi yaşatabilir.” Hande Okçuoğlu

”İnsanın asıl doğum yeri, kendisine ilk kez akıllıca baktığı yerdir.” Marguerite Yourcenar

”Bu dünyada ilerleyen kişiler, kolları sıvayıp istedikleri ortamı arayan, bulamayınca da yaratan kişilerdir.” Bernard Shaw

”Bugün içinde bulunduğumuz mücadeleler, yarın için ihtiyaç duyacağımız gücü geliştiriyor.” Robert Tew

”Ne olduysa hayırlısı için oldu. Ne olduysa hayırlısı için oluyor. Ne olacaksa hayırlısı için olacak. Ne kaybettin ki ağlıyorsun? Ne getirdin ki kaybettin? Ne yarattın ki yok oldu? Ne aldıysan, buradaydı. Ne verdiysen, buradaydı. Sana bugün ait olan, dün başkasına aitti. Yarın da bir başkasına ait olacak. O zaman ne için üzülüyorsun?” Bhagavat Gita

”Yası tutulabilen her kayıp, büyüme ve yenilenme için bir araçtır.” Vamık Volkan

”Kendinize olan inanç ve sevginizin sizi bir ömür kanatlandırması dileğiyle…” Havvanur Aktaşdelen

”Keşifler yapmak istiyorsan yapacağın yanlışlara sevinmen gerektiğini unutmamalısın.”

”Bir şeyi bırakabilme gücüne ulaşmak, sevilen nesneyi bırakabilmek, yas tutabilmek, ağlayabilmek, üzülebilmek sağlıklı ve değerli.” Hasan Demir

”İnsan yavaşlamayı, sabırlı olmayı, yorulmanın verdiği o tatlı sızıyı, sonucunun ne olacağını bilmeden emek vermenin hazzını, üretmeyi ve bir ürün ortaya koymayı yaşayıp deneyimleyebilmelidir.” Büşra Keleş

”Yaşam yalnızca iyi olanı değil, tüm duyguları hissedebilmekle ilgili bir yolculuktur.” Zeynep Selvili

”Hayatta her şeyin bir gaye süreci ile yaratıldığına ve arayış içinde olup kendi kimliğini sorgulayanların sonunda mecrasına doğru akacağına inanıyorum.”

”Durmak ve beklemek bir kozanın içinde… Değişmek ve dönüşmek… Kelebek gibi…” Büşra Keleş

”İsabet etmeyen oklar da sonuçta pay sahibidir.”

”Bazen vedalaşmak kendinle merhabalaşmaktır.” Ziya Ünlütürk

”Bazen yolu yürürken nereye varacağını bilemez insan. Yolun sonu karanlık olursa diye korkar. Oysa bazen ışık yolun sonunda değildir. Işığı yürüyen kişi taşır. Gittiği yeri aydınlatır.”

”Dünya herkesi kırar; ve sonra bazıları işte o kırık yerlerinden güçlenir.” Hemingway

”İnsan, kulağından gireni yüreğinde saklayabilendir.”

”Nasıl elimden ya da ayağımdan ibaret değilsem, bacaklarım ya da başarılarımdan da ibaret değilim. Seçimlerim kadar seçmediklerim de benim. Ben bir bütünüm. Aklım, duygularım ve bedenimle. Geçmişim, geleceğim ve şimdimle.” Bilge Kol

”Gülmek, aynı arabanın silecekleri gibidir. Yağmuru durdurmasa da ilerlemenizi sağlar.” Gerard Jugnot

”İyileşmek, geçmişte olduğumuz çocuğu sevmek ve hala bizimle olduğunu kabul etmektir.” Fatih Pulat

”Geçmişe şu anki yetişkinliğimizle bakıyoruz. Geçmişteki hataların ve tecrübelerin olgunluğuyla görüyoruz hayatımızı. Geçmişte o anki tecrübelere ve duygulara göre hayata yön verdik, o an en doğru olduğuna inandığımız şeyi yaptık. Bu yüzden kendimizi kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Bugün geçmişimizdeki yanlışları fark edebiliyorsak, bunu geçmişimizdeki hatalara borçluyuz. ‘Keşke’lerin her biri bir derstir. Öz-şefkatle geçmişteki hatalar, bugün olumlu gelişimlere evrilebilir.” Seyir Psikoloji

”Yaşamak ve sevmek birbirinden ayrı olgular değil, bir bütündür. Kendimizi yaşayabildiğimiz ve beraberliklerimize bir şeyler katabildiğimiz her yerde sevgi vardır. Sevgi, beraberliğe yaşam katabilmeyi ve canlılığını artırabilmeyi içerir.” Engin Geçtan

”Kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.” Jose Saramago ”Kendimize dışarıdan baktıkça daha objektif olabiliriz. Gözlemlerimizle de kendimizi daha iyi tanıyabilir hale gelebiliriz. Hareketlerimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi, tavırlarımızı, bizi harekete geçiren birçok unsur ve özelliklerimizi sakince düşünmek, incelemek gelişimimize oldukça katkı sunar.”

”Çocukluk dönemimize ait olan ama hala bize oradan seslenen çaresiz, mağdur, yalnızlık ve yoksunluk; bugünümüzü belirlemek zorunda değil. Büyümek, sorumluluk almak beraberinde yeni yaşam yolları ve seçenekler demektir. Artık kurban yok. Çünkü erişkin olan herkes kendi ebeveynidir.” Bahar Tezcan

”Bir an geliyor; içindeki kelimeleri dışarıya çıkarmazsan zehre, dışarıya çıkarırsan şifaya dönüşüyor. Bazen de içinde tutarsan şaraba, tutmazsan sirkeye…” Tuğçe Işıyel

”Oymacılıktaki kural eleştiri için de geçerlidir. Kaşıkla kesebileceğiniz bir şeyi asla bıçakla kesmeyin.” Pelin Kesebir

”Zaman zaman çatlarız, içimize ışık girsin diye.” Esra Baki

”Okyanusu bulana kadar birçok derede yüzeceksin, batıp tekrar çıkacaksın. Ait olduğun okyanusa varabilmek için önce bin çeşit derede yüzmüş olman gerek.” Zeynep Balkız

”Çevrende tutunacak dal arama, ağacın kendisi sensin.” Eddi Ater

”Umut, aceleci ve apansız hayat deresinin üstüne atılmış gökkuşağıdır. Köpükler onu yüzlerce kez yutar ama o hep yeniden belirir. Dereyi, tam da yabani yabani, tehlikeli tehlikeli çağıldadığı yerde, o narin ve güzel atılganlığıyla sürekli aşar.” Nietzsche

”Mutluluk en karanlık zamanda bile bulunabilir, sadece ışıkları yakmayı unutma.” J. K. Rowling

”Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için önce yanmak gerekir.” Mevlana

”Hayat fırtınanın geçmesini beklemekle ilgili değildir; yağmurda dans etmeyi öğrenmekle ilgilidir.” Vivian Greene

”Benim ilham perilerim nedense hep karanlık ve hırçın havalarda gelir. Zifiri karanlıkta kalmadan aydınlığın değeri bilinmez belki de kim bilir.”

”Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.” Jung

”İnsanın içinde kendini gerçekleştirmeye yönelik doğal bir eğilim vardır. Eğer engeller kaldırılırsa, birey tıpkı bir meşe ağacında gelişen palamut gibi olgun bir hale gelir.” Horney

”Gelişimin ileri aşamalarında kişi temelde yalnızdır ve kendinden destek alması gerekir.” Maslow

”Aklını gönlünün değerleriyle yöneten insan, yaşamının efendisidir.” Doğan Cüceloğlu

”Seni diğerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladı mı, artık hiç bitmez.” Doğan Cüceloğlu

”Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.” Mevlana

”İnsan hayatında dönemler, yaşantılar, deneyimler vardır. Ama en aşağı indikten sonra, çukurlara düştükten sonra nasıl ayağa kalktığınızdır sizi siz yapan. Anlam dolu hayat da tam buralarda başlar.” Sinem Durusal

”İnsanın kendisiyle baş başa kalması en güzel mülkiyettir.” Sokrates

”Öz-şefkat önce kendine alan tutmakla başlar. Kendin için canın acıdığında tam orada koşulsuzca yargılamadan durabilmekle. Acına dokunacak zamanı kendine verebilmekle. İyileşme hızına, biçimine güvenebilmekle. Geri düşüşlerini, kaçışlarını, yeni yollara çıkışlarını kapsayabilmekle.” Yeşim Selçuk

”Kalbinde çözülmeden kalan her şey için sabırlı ol. Soruların kendisini sevmeye çalış. Kilitli odalar veya yabancı lisanlarda yazılmış kitaplar gibi. Cevapları şimdi arama. Şu anda cevaplar sana verilemez; çünkü henüz sen onlarla yaşayamazsın. Bu, her şeyi yaşama meselesidir. Şu anda soruyu yaşaman gerekiyor. Belki daha ileride, farkına bile varmadan, günün birinde kendini cevabı yaşarken bulacaksın.” Rilke

”İnsan kalbinde ne taşırsa, dünyayı da öyle görür.” Goethe

”İnciler, denizin en derin yerlerinde gizlidir.” Mevlana

”Saklanmak güzeldir, bulunmamak felaket.” Winnicott

”Bazı ayrılıklar uyuşamamaktan olur, bembeyaz bir odanın içinde parlayan sapsarı bir koltuk gibi göze batar ne varsa, Ne sarı koltuk özünde ”çıkıntıdır” ne beyaz oda ”silik” sadece bir arada farklı görünebilirler. Bazı ayrılıklar öfkeden olur, Fazla doldurup altını da fazla açınca çaydanlığın, fokur fokur taşar su. Aslında baştan kısık tutulsa ya da zamanında yetişse taşmaz su. Bazı ayrılıklar yaralanmaktan olur. Bir yanık iziniz vardır, hep aynı yerden ısı yedikçe giderek daha da hassaslaşır. Güneşe bile çıkamaz olursunuz o izle. Bazen ısı veren ısı verdiğini bilmez, canı yanan neden o kadar hassaslaştığını anlamaz. Bazı ayrılıklar farklılıklardan olur. Tuzla kahve yerinde güzeldir ama ikisi karışınca mide bulandırabilir. Bazı ayrılıklar tekrar buluşmak içindir. Çok güzel bir anı defterini ıvır zıvır şeylerle doldurmak istemeyip yıllarca saklamak gibidir. Gerçekten yazmak istediğin şeyler olduğunda defter anlamını bulur. Yeniden kavuşulur. Bazı ayrılıklar yeniden doğmak içindir. Gönüllü olmaz bazen, savaşa giden askerler gibi, yeni bir millet yaratmak, var olmak, yaşama gerekliliği içindir. Bazı ayrılıklar ışığını yaymak içindir. Görmeyen birisinin gözü olmak gibi, olduğun yerde yapabileceğin başka bir şey kalmadıysa gidip aydınlatacağın bir yer arayabilirsin, kendi ışığını hatırlamak için. Bazı ayrılıklar nefes alamadığın içindir. Sümbül çorak topraklarda yetişmez örneğin. Kendine uygun yaşam alanı olduğundaysa bakmaya kıyamazsın. Bazı ayrılıkların tanımı yoktur. Raylardaki makas nedensizce açılmıştır, farklı yöne sapılmış, yol farklı yere çıkarmıştır vagonları. Bazı ayrılıklar dozunu aştığı için olur. Kaktüse her gün su verirsen çürütürsün ama başka türlü bakmayı da bilmiyorsundur. Çürüdüğünde anlarsın hatanı. Bazı ayrılıklar uçmayı öğrenmek içindir. Kanatlarını çırpsın diye atmazsa annesi, uçmayı öğrenemez serçesi. Bazı ayrılıklar iyileşmek içindir. Budamazsan kuruyan dalını, daha gür çıkmaz ki. Bazı ayrılıklar henüz anlaşılmamış olanlar. Anlaman için zamanını, gününü, hazır oluşunu bekler ama beklemeye değer.” Nihan Arda